6 Mart 2016 Pazar

Club Amazon/ Bördübet- Muğla 31 Temmuz- 04 Ağustos 2014


Malum bizim bir köpeğimiz var, bu nedenle kamp kültürüne alışık insanlarız çünkü maalesef ülkemizde insanlar dahi gördüğü değerden sürekli şikayetçi iken hayvanlarla konaklayabileceğiniz yerler sayıca çok az. Lakin şöyle de bir gerçek var ki doğru adresleri bulduğunuzda da sizden daha önemlisi olmuyor hayatta, hem hayvanınız hem siz öyle el üstünde tutularak ağırlanıyorsunuz ki göklere uçabiliyorsunuz. Club Amazon Bördübet işte tam de bu lokasyonlardan biri.

Glamping kültürüne farkında olmadan 2010 yılında Kabak Koyu ile giriş yaptık biz. Peki neydi glamping: Beş yıldızlı otellerden sıkılan Avrupalı gezginlerin ortaya çıkardığı lüks kamp ya da butik kamp anlayışı. Hem doğadan kopmuyor hem de hamağınız, etiniz, balığınız, mezeleriniz, havuzunuz ve bir tatilde ihtiyacınız olan hiç birşeyden mahrum kalmıyorsunuz. Glamping anlayışını benimseyen insanlar sabahın ilk ışıkları ile birlikte yüzünde güller açan, kainatın her sesine kulak veren ve saygı duyan insanlar olduğu için de bu kamp anlayışını benimseyen yerlerde misafir olma şansı elde ederseniz zihnini berraklaşıyor ve ruhunuz okşanıyor.

Peki başka ne mi vaad ediyor bu tatil anlayışı, ağaç, çamur, sinek ısırığı, eşşek anırmaları:) Ama aynı zamanda yıldız altı piknikleri, sakinlik ve huzur.



Bördübet'e gelecek olursak Datça yarımadasının Gökova körfezine bakan kesiminde, Gökova körfezinin eşşiz koylarından biri olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Ki yıllar önce bu koyda saklanan İngiliz askerlerinin 'Kuş Yatağı' anlamına gelen 'Bird's Bed' dedikleri Bördübet, dağ güvercini, saka, bülbül, balıkçıl kuşlar, atmaca ve daha bir çok kuş çeşidine kucak açarak adının hakkını veriyor. Denizin ormanla iç içe geçtiği bu koyda bitki, kuş ve diğer hayvan çeşitliliğin fazlalığı ve her şeye inat bakirliğini koruması nedeniyle ise 'Amazon'u andırıyor. En yoğun sezonda dahi sınırlı sayıda tatilciyi ağırladığından hem kalabalık olmuyor hem de bulunduğu konum itibariyle en sıcak ayda bile bunaltıcı sıcaklar sizi es geçiyor.





2011 yılında gittiğimiz bir tatilde adını daha önce sıklıkla okuduğum bu koya bir akşam üstü uğrama şansımız olmuştu. Koyun tabelasını gördüğümüzde dayanamayıp atlamış ve zorlu, hiç bitmeyecek sandığımız köy yoluna sapmıştık. Bir süre sonra güneş batıp, telefonlar çekmeyince korku filmini aratmayacak bir karanlık ile karşılaştığımızda vazgeçip geri dönme fikrine sahip olsak da yılmadan devam ettik. 

Kuş uçmaz kervan geçmez bir yer olan Yedi Adalar Köyü'nde bembeyaz duvarlarla örtülü Golden Key Bördübet'i bulduk ve kapıdaki görevlilere otellerini ziyaret etme arzumuzun olduğunu ilettik. Bembeyaz duvarlarla örtülü bu koca yapının önünde yine bembeyaz kıyafetleri ile sessiz sessiz konuşan iki görevli 'misafirlerimizi rahatsız edemeyiz' dediler. Onca dil döksek de kapıdan kafamızı uzatmamıza dahi izin verilmedi. Sonradan okudum ki bu deneyimi yaşayan fazlası ile insan olduğundan yalnız değilmişiz:)

Sonrasında hayata küsmedik elbette biz de küçücük, loş bir ışığın geldiği Club Amazon'a doğru yol aldık, zaten bir kaç km ötede olan bu sıcacık yapı ise lükse inat bir oluşum gibiydi. Kapıda bizi Zeki Bey karşıladı. Şiir gibi ses tonuyla tam otuz dakika tüm kamp alanını gezdirdi. Yaptıkları her bir alanın anlamını zevkle anlattı ve bizi yemeğe bile davet etti. Ancak vakit kısıtlılığı nedeniyle davete icap edemeyip ağzımız açık bir şekilde şükranlarımızı sunarak söz verdik bir daha yeniden gelip kendilerini ziyaret edeceğimize.

Nitekim 3 sene sonra yani 2014 yazında bu güzel anlatımı yaşamak adına 4 gecelik rezervasyon yapmak gibi bir süper bir karar aldık. İzmir'den araba ile Milas üzerinden geze geze vardık koya. Farklı konaklama alternatiflerinin olduğu kamp alanında biz mini bungalovu tercih etmek durumunda kaldık çünkü Amazon fanları hemen tüm diğer seçenekleri kapmıştı:) Diğer seçenekler neler ya da benim anlatımım dışında onlar kendilerini nasıl anlatmış ziyaret etmek isterseniz de hemen buraya tık tık :)

Koy güzel, amazon güzel, club amazon daha da güzel olunca bize tadını çıkarıp huzur içinde 4 gece 5 gün geçirmek düştü ve ayrılırken tüm personel arabamıza kadar uğurladı bizi. Bu bile o kadar çok şey anlattı ki her sene yaz kış konukları olmak istedik.

Öncelikle konaklamanızda hiç bir lüks yok buna değinmekte fayda var, 6 metrekarelik duşu ve tuvaleti hemen arkanızda, odanızın dışında ancak sadece size ait minik bir yapı. Diğer konaklama tercihleri dediğim gibi dolu olduğundan içlerini gezme şansımız olmadı ancak gözümüz de kalmadı. Neden diyecek olursanız zaten sadece 6-7 saatlik uyku için kullandığımız odamızdan herhangi bir beklentimiz de yoktu. Bir minik buzdolabımızın dışında bir de küçük elbise dolabımız, yatağımız vardı o kadar. 

Gelelim yemeklere, her şeyi taze ve el emeği göz nuru olan muhteşem bir açık büfe kalvaltısı, öğle yemeği ve akşam yemeğinin yanı sıra, beşte közde çayı var. Akşam yemeğinde balık çıktığı günü hazırlanmış olan mezelerin tadı hala damağımda desem yalan olmayacaktır. İçecekler ekstra ancak oldukça makul ücretleri olduğu gibi eğer büyük alırsanız kapağını kapatıp saklayıp ertesi gün size sunma gibi mükemmel bir olanakları da var.

Denize girmek için kano kullanabilir ya da yürüyebilirsiniz. Biz yürüme seçeneğini hiç kullanmadık ve küçücük ve inanılmaz güzel kanolarla karetta karettaları da izleyerek gittik denize hep. Şezlonglarınızın yanında kurulmuş dev bir jenga oyun alanı olduğu gibi içecekler de alabileceğiniz minik bir standları var. Koy sadece Club Amazon misafirlerine ait ve çok güzel. Biraz göl gibi olduğunu ve çok berrak olmadığını söylemekte fayda var ancak ağaçların denize paralel uzanıp sizi kucakladığı bu koyda yüzmek çok keyifliydi.


Yakınlarındaki koylara arabanız ya da bisikletinizle ulaşabileceğiniz gibi, makul ücretlerle günlük tekne gezilerine katılmanız da mümkün. Bu güzelliklerin yanı sıra açık havada film izleyebileceğiniz bir alan var, akşam istediğiniz film gösterime girsin diye bir önceki gün konuşabilir, öneriler getirebilirsiniz elbette. Bu konuda da oldukça uzlaşmacı ve cana yakınlar. 

Yine akşamları açık hava yıldız altı piknikleri oluyor ancak maalesef bizim kaldığımız günlerde bu etkinlik yapılmadı, umarım bu yaz ( rezervasyonu yaptık) bu etkinliğe de katılma fırsatını yakalarız.

Bazı sabahlar konakladığımız bungalovun tepesine gelen sincabın güzelliğine tanıklık ettik, çoğu gece ise çevrede hatrı sayılır sayıda olan eşşeklerin sesiyle uyandık ve denize giderken caretta caretta görme şansımız oldu. Dolayısıyla hem ruhumuza, hem midemize, hem bedenimize oldukça cömert davranan bu mekanı biz çok sevdik.

Bir de oldukça güzel bir noktada gün batımı turu yapılıyor, müziğe kendinizi kaptırıp ikramlarla önünüzdeki muhteşem görsel şöleni izleyebiliyorsunuz. Yedi adanın üzerinde batarken güneş tüm ruhunuzu özgür bırakıyorsunuz.





Her sabah köpeğimiz önde biz arkada girdiğimiz restaurantta istisnasız her misafir tarafından güler yüz ve günaydın ile karşılandığımız Club Amazon'da çok güzel ve olgun insanlar tanıdık. Köpeğimizi kendi çocuklarından ayırmayan güzel aileler onunla yüzdü, şarkılar söyledi, oyunlar oynadı. 8 aylık bebekten 10 yaşında çocuğa kadar herkesin fazlası ile doğa sever olduğu bu ortamda saygı ve sevgi herkesin ortak noktasıydı ve o gün bugündür bir gün çocuğumuz olursa tıpkı orada tanıştığımız ebeveynler gibi açık kafalı anne- baba olmak için sözler veriyoruz birbirimize:)





Bu senede bayramda konaklayacak olduğumuz Club Amazon'un akşam yemeklerinde herkesin tek yürek olup söylediği şarkılara kendimizi bırakacağımız o anı sabırsızlıkla bekliyor ve herkese öneriyorum.



Başka bir seyahat plan ve paylaşımında bulunana dek sağlıkla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder